Into the Forest - film
Into the forest.
Pumpkin(balkabağı) diyince akla gelecek ilk filmdir.
İzlediğim en son ama buraya yazacağım ilk film olması nedeniyle ayrı bi yeri var. Neden bununla başladığımı düşünüyorsanız beni çok etkilediğini söyleyebilirim. Bir film düşünün ki
gerçekliğiyle sizi ekrana kilitliyor, sizi içine çekiyor ve siz de kendinizi bir anda filmdeki karakterin yerinde olsam ben ne yapardım ne hissederdim düşüncesinin içinde buluyorsunuz. Gerek oyuncuların mükemmel performansı gerek filmin konusu filmi izlemeye değer kılıyor. Ee neymiş yahu bu filmin konusu dediğinizi duyar gibiyim hemen bu merakınızı gidermeye calışacağım. Adından da anlaşılacağı gibi hikaye ormanda geçiyor ama öyle ormanda çıkış yolu aramak değil. Bir baba ve iki kızı ormandaki evlerindeki bir hayat sürüyorlar ama teknoloji şu ankinden üst düzeyde olduğu için her şeyleri teknolojiye bağlı. Bir gün elektirik kesiliyor ve maceramız başlıyor. Ne yakıtın ne yiyeceğin olmadıgı bir dönem başlıyor. Ülkenin tüm sistemi çöküyor ve film de dünyada tek kalan insanların onlar olduğu gibi bir havaya bürünüyor. Başroldeki karakterler Nell ve ablası Eva. Başlarına gelen olayların çok gerçekçi olması beni en çok etkileyen kısımdı eminim ki siz de izlerken gerçekçiliğin büyüsüne kapılacaksınız. Bu film için söyleceklerime burada nokta koyuyorum, bir sonraki film yorumunda görüşmek üzere.
Not:pumpkin, babasını Nell'e seslenme ifadesi.
Yorumlar
Yorum Gönder